Uzman Klinik Psikolog Işın Şanlı
Kendinize “ben nasılım?” diye sorun
Uçak yolculuklarında bizlere “oksijen maskesini önce kendinize sonra çocuğunuza takın” uyarısında bulunurlar. Bu uyarı, tehlike arz eden her durumda olduğu gibi içinde olduğumuz süreçte de geçerli. Bu süreçte kaygı ve korkusunun farkında olmayan, bu duygularla baş etmenin ve kendisini yatıştırmanın yollarını bulamayan ebeveynlerin çocuklarına da kaygı ve korkuları konusunda yardımcı olmaları pek zordur. Bu yüzden öncelikle kendinize “ben nasılım?” sorusunu sormayı ve iyi hissetmiyorsanız günlük rutininizi gözden geçirip size iyi gelecek şeyleri günlük rutininize eklemeyi ihmal etmeyin.
Umut aşılayın
Umutlu olmak, hayatta hiçbir şeyin ters gitmeyeceğine inanmak veya yaşamımızda hiçbir güçlük yokmuş gibi davranmak anlamına gelmez. Umutlu olmak, zor durumlar karşısında bile hayata devam edebilmemizi sağlayan nedenleri kendinize hatırlatmaktır. Evet bu süreçte kayıplar, hatta önemli kayıplar yaşanmış olabilir. Buna rağmen hayatın akışına devam etmenizi sağlayan nedenleri hatırlayın ve bunları çocuğunuzun da duymasını sağlayın. Örneğin, daha önce yaşamış olduğunuz güç bir dönemin getirdiği zorluklarla nasıl baş ettiğinizi hatırlatabilirsiniz.
“Hatırlıyor musun geçen yaz hasta olmuştun, uzun süre hastanede kalmıştın. Hepimiz için çok zordu. Ama birbirimizi görmek her zaman iyi gelmişti. Şimdi de evden çıkamıyoruz, eskiden yaptığımız birçok şeyi yapamıyoruz. Bu çok zor. Ama birbirimizi görmek bize her zamanki gibi iyi gelecektir.”
Bu örnekte olduğu gibi umutlu bir konuşmayı duymak çocuğunuzun kendini güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Dikkat etmeniz gereken nokta ise, bunu yaparken dürüst olmanız. Yani umudu taze tutmak adına sanki ters giden hiçbir şey yokmuş gibi bir yaklaşım takınmaktan kaçının.
Çocuğunuz ile uyumlanın
Çocukların, hayatlarında olup biten değişikliklerle ilgili doğru bilgileri onlara bakım veren yetişkinlerden, mümkünse ebeveynlerinden duymaya ihtiyaçları vardır. Her çocuğun ihtiyacı olan bilgi içinde bulunduğu yaşa, gelişim dönemine ve sahip olduğu dil becerilerine göre değişiklik gösterir. Siz de çocuğunuzun yaş, gelişim dönemi ve sahip olduğu beceriler ile uyumlanın, buna uygun basit ifadeler kullanmaya özen gösterin. Bir yetişkinle konuşuyor gibi konuşmaktan sakının. Hayatlarındaki değişiklik hakkında onları bilgilendirmek için şöyle bir açıklama kullanabilirsiniz: “Corona virüsü insanların vücuduna girdiğinde onları hasta edebiliyor. Biz de bu hastalıktan korunmak için evlerimizde kalıyoruz. Okullar bu yüzden tatil oldu biz yetişkinler de mümkün olduğu kadar evimizden çıkmıyoruz”. Bilgi verirken çocuğunuzun da soru sorabilmesi için ona alan açın. Bazı soruların cevapları yetişkinler için de korkutucudur, bu yüzden çocuğunuzun soru sormasından kaçınıyor olabilirsiniz. Ancak her zaman çocuğunuza “bu sorunun cevabını bilmiyorum ama öğrenmeye çalışacağım”, “bu sorunun cevabını henüz ben de bilmiyorum ama öğrenir öğrenmez seninle de paylaşacağım” diyebilirsiniz. Önemli olan çocuğunuzun kafasını karıştıran soruları size sorabiliyor olması ve size güveniyor olmasıdır.
Güven tazeleyici konuşmalar yapın
Küçük çocuklar, hiç ilişkileri olmayan konularda bile bir şeyler ters gittiğinde kendilerini sorumlu hissedebilirler. Bu yüzden de çözüm adına bir şeyler yapmaları gerektiği fikrine kapılabilirler. Yetişkinlerin sorunu çözmek için bir planı olduğunu bilmeye ihtiyaçları vardır. Onlara bilim insanları ve doktorların bu hastalığın tedavisini bulmak için deneyler yaptığından bahsedebilir, durumun yetişkinlerin kontrolü altında olduğunu bilmesini sağlayabilirsiniz. Bu onları rahatlatacak, güvende hissetmelerine katkıda bulunacaktır.
Rutinleri korumak
İçinden geçtiğimiz olağanüstü süreç, birçok rutinimizin kaçınılmaz olarak bozulmasına veya tamamen ortadan kalmasına neden oldu. Biliyoruz ki rutinler hem çocuklara hem de yetişkinlere güvenlik hissi verir. Eski rutinlerinizden mümkün olanlarını korumak ve günlük hayatınıza yeni rutinler eklemek çocuğunuzun güvende hissetmesine katkıda bulunacaktır. Örneğin uyku ve yemek saatlerinin rutinini korumanın yanında aile üyeleri ile akşam hep aynı saatte yapacağınız görüntülü konuşma, evde her akşamüstü yaptığınız mutfak saati veya evde birlikte yapacağınız spor/ dans zamanı gibi yeni rutinleri de günlük akışınıza ekleyebilirsiniz.
Bilgileri filtreden geçirin
Bu süreçte medya araçları aracılığı ile evimizin içine birçok bilgi giriyor. Bu bilgiler kontrolsüzce girdiğinde hem çocuklar hem yetişkinler için endişenin artmasına neden oluyor. Endişe duygusu tehlikeler karşısında kendimizi korumamıza ve önlemler almamıza yardımcı olan bir duygu. Bu duygudan mahrum olsaydık, bugün normal hayatımıza devam ediyor olurduk ve sonucunda çok daha korkutucu bir tablo ile karşı karşıya kalırdık. Bununla birlikte, endişe duygusu sık sık ve yüksek düzeylerde seyrettiğinde kişilerin günlük işlevselliğini bozar. Bu yüzden medya araçlarının kullanımını düzenlemek bu süreçte sizin ve çocuğunuzun günlük işlevselliğini korumanıza yardımcı olacaktır. Sadece belli saatlerde, belli medya kanallarından haberleri takip ediyor olmak ve bilgi kirliliğinden kendinizi korumak bu süreci daha sağlıklı geçirmenizi sağlar. İnternet ve televizyon aracılığı ile veya evde kendi aranızda yaptığınız konuşmalar sırasında çocuğunuzun ihtiyacı olandan fazla bilgiye maruz kalmadığından emin olmak, kendisini güvende hissetmesini kolaylaştıracaktır.
コメント