top of page
Search

Erteleme Davranışı (Procrastination)

Begum Makinacı

Erteleme davranışı zaman zaman herkesi zorlayabilir. Aşağıdaki yazı ertelemenin tanımı, nedenleri ve ertelemeye son vermek için pratik öneriler içeriyor. Ertelemenin davranışsal birçok nedeni olabileceği gibi, bazen daha derinde yatan duygusal düğümler de erteleme davranışı olarak karşınıza çıkıyor olabilir. Aşağıda bahsedilen metodlardan fayda sağlayamıyorsanız, daha köklü bir değişime ihtiyacınız olabilir.


Çeviren: Uzm. Psk. Begüm Makinacı

erteleme procrastination

Kendinizi yapmak zorunda olduğunuz ya da yapmak istediğiniz şeyleri yapmaya ikna etmekte güçlük çekmek, bir şeyleri kasıtlı olarak ya da alışkanlıktan erteleme anlamına geliyor.

Erteleme davranışında bulunduğunuzda, önemli ve anlamlı şeyler yapmaktansa kendinizi anlamsız şeyler yaparken bulursunuz.

erteleme procrastination

Erteleme davranışıyla neden mücadele etmeli?


“Biz vaktimizi tereddütler ve ertelemelerle boşa harcarken, hayat akıp gider”

-- Seneca


Erteleme davranışı sizi yataktan kalkmaktan, doğru kararları almaktan ve düşlediğiniz hayatı yaşamaktan alıkoyan esas engellerden biridir.


Yakın zamanda yapılan araştırmalar, insanların yaptıkları şeylerden ziyade yapmadıkları şeylerden pişmanlık duyduğunu gösteriyor. Ayrıca, kaçırılan fırsatların yarattığı pişmanlık ve suçluluk çok daha uzun süre hissediliyor.


Bazen tüm fırsatları parmağımızın ucunda hissederiz ama onlara erişemiyormuşuz gibi gelir. Bir şeyi ertelediğinizde, anlamlı bir şeye verebileceğiniz zamanı boşa harcarsınız. Bu zorlu düşmanı alt edebilirseniz, daha fazla şey başarabilir ve böylece yaşamın size sunabileceği potansiyeli daha iyi kullanabilirsiniz.


Günümüzde içinde yaşadığımız dünyanın erteleme davranışına çanak tuttuğunu artık biliyoruz ve bu da ertelemenin üstesinden gelmeyi öğrenebileceğiniz en önemli becerilerden biri haline getiriyor.


Niye erteleriz?


İrade gücü, ertelemenin birinci nedeni olarak algılanır, ama gündelik yaşamda işleri erteleme alışkanlığını yenmeyi sağlayan şey temelde içsel motivasyondur.


Karar verirken yaşanan felç hali

Günümüz dünyasında karşımıza sunulan fırsatların çokluğu bizi sersemletir. Modern toplum, insanlar ne kadar özgürse o kadar mutlu olacakları inancına dayanarak bireysel özgürlük fikrini ilahlaştırır. O halde günümüz insanı niçin geçmiştekilere göre çok daha mutlu değil? Çünkü kendi kararlarımızı almak ve eyleme dökmekteki özgürlüğümüzün artmasıyla, neyin öncelik olduğu, neyin esas olup olmadığı ve neyin doğru ve yanlış olduğuna dair kafa karışıklığımız da artıyor ve böylece herhangi bir şey yapma konusundaki motivasyonumuz düşüyor.

İhtiyacımız olan, kendi değerlerimizi ve kişisel hedeflerimizi netleştirmek ve olumlu alışkanlıklarımızı geliştirmek. Bu yalnızca ertelemenin değil, hayatın karşımıza çıkaracağı diğer engellerin de üstesinden gelmekte bize yardımcı olacak temel şeydir.


Zamanın Kıymetini Görmezden Gelmek


Hepimiz dünyaya geliriz ve maalesef bir gün öleceğiz. Dünyada geçirdiğimiz zaman kısıtlı. Bu gerçekler, zamanı sahip olduğumuz en kıymetli şey haline getirir. Para, zamanın aksine borç alınabilir, biriktirilebilir ve çoğaltılabilir. Aynı şeyleri zamanla yapamazsınız. Harcadığınız her saniye bir daha geri gelmeyecektir.


Sadece yaşam süresinin kısıtlı olduğunu fark etmek insanları zamanlarını daha dikkatlice yönetmeye iter. Sizi bu dünyada geçireceğiniz zamanı nasıl harcamayı tercih edeceğiniz hakkında düşünmeye yöneltir.


Özdenetim yoksunluğu


Kendinize emirler verip bu emirleri yerine getirmekte zorluk çektiğiniz bir anda aklınıza irade veya özdenetim gelir. Ertelemenin ana nedeni bu değildir, ama önemli bir bileşenidir. Disipline girmek için, doğru bir motivasyon kaynağına ve olumlu alışkanlıkları kazanıp devam ettirmeye ihtiyacınız vardır.


Motivasyon türleri ve hedefler koymanın neden işe yaramayacağı


Dışsal motivasyon

Ödüller ve cezalar, insanları kendi kendilerine yapmayacakları şeyleri yapmaya zorlamak için vardır. Ancak insanlar istemedikleri şeyleri yaptıklarında, daha az mutlu olurlar ve beyinleri daha az dopamin salgılar. Birçok araştırma, dışsal motivasyonun az bir zihinsel enerji ve yaratıcılık gerektiren işlerde bile performansı düşürdüğünü kanıtlamıştır.


Hedefe yönelik motivasyon

Bu motivasyon insanları harekete geçmeye yöneltir, hedefleri için daha çok çalışmaya iter, bu da er geç bu hedeflere ulaşılacağı anlamına gelir. Ve sonunda bu meydana geldiğinde, tek seferlik bir dopamin salgılanması yaşanır, bu da yoğun bir keyif duygusuna yol açar. Bu da hedonik adaptasyon olarak bilinen bir meseleyi beraberinde getirir. Bu olgu, insanların ulaştıkları başarıyla beklenmedik şekilde alışmasına yol açar. Bir hedefe ulaştıktan birkaç dakika, birkaç saat veya en fazla birkaç gün sonra, bu olumlu duygular ortadan kaybolur.


İçsel motivasyon

Kişinin hayata dair sahip olduğu anlamlar ve hayaller uzun süreli ve tatmin edici bir motivasyona yol açar. İnsanlar davranışlarında bir amaç bulduklarında, özellikle de o davranışı gerçekten sergilemek istediklerinde, en güçlü motivasyonlardan biri ortaya çıkar; buna içsel yolculuğa-dayalı motivasyon adı verilir. Bu motivasyon bireysel bir hayale sahip olma fikrine dayanır. Hedefleri kovalamaktan farklı olarak, kişisel bir hayal uzun süre kalıcı bir şeyin dışavurumudur. Hayatınızı ne yaparak geçirmek istiyorsunuz sorusunun cevabını içerir. Sonuçları değil eylemleri merkeze alır. Varılacak yere değil, yolculuğa odaklanır.


Erteleme davranışı ne değildir?

Erteleme tembellik değildir.

Erteleme davranışı gösterenler sıklıkla bir şeyleri ertelerler, son dakikaya bırakırlar veya bazen zamanlarını duvara bakarak geçirirler. Yine de, ertelemenin tembellik anlamına gelmediğine dikkat etmek gerekir.

Tembel kişiler, hiçbir şey yapmazlar ve bununla barışıklardır. Erteleyiciler ise, bir şeyler yapmayı gerçekten arzularlar ama başlayacak gücü kendilerinde bulamazlar.


Tembellik veya üşengeçlik ifadeleri yerine erteleme sözcüğünü kullanmaya başlamak fena bir fikir değildir. Erteleme, yaşadığınız durumu daha doğru şekilde tanımlar. Bir sorunu ancak doğru şekilde tanımladığınız takdirde bu sorun üzerinde çalışmaya başlayabilirsiniz.


Rahatlamak ertelemek değildir

Ertelemeyi rahatlamakla karıştırmayın. Rahatlamak size yeniden enerji verir. Erteleme ise, tam tersine, enerjinizi alır götürür. Enerjiniz ne kadar azsa, o derecede stresli ve hatta bıkkın hale gelirsiniz ve bu da sorumluluklarınızı erteleme ihtimalinizi arttırır.


Yani ertelemenin tersi bir şeyleri halletmek, dinlenmeye izin vermek, iş yükünüzle anlamlı şekilde baş etmek ve uzun vadede mutlu olabilmektir.


Doğru bilinen bir yanlış: “Baskı altında daha iyi çalışırız”


İnsanların işlerini son dakikaya bırakmaktan hoşlandığı bahanesini sıklıkla duyarız. Bu davranışı da baskı altında daha üretken olduklarını iddia ederek meşrulaştırırlar.


Fakat, bilimsel araştırmalar tam tersinin doğru olduğunu gösteriyor. Bir şeyleri son dakikaya kadar ertelemek stres, suçluluk ve verimsizliğe çanak tutuyor.


“Bugünün işini yarına bırakma”

Bu atasözü tam da ertelemeden bahsetmiyor mu?


Ertelemeye son vermek


Özdenetim, motivasyon, planlama ve zaman yönetimi hakkında ne kadar bilgi edinirseniz edinin, bunu gündelik rutininizin, alışkanlıklarınızın, düşünme biçiminizin ve aklınızdaki modellerin bir parçası haline getirmediğiniz sürece, bunlar sadece dağarcığınızda bulunup işinize yaramayan bilgilerden ibaret olacaklardır.


Bu konudaki kitaplar, makaleler veya videolar size fikir verebilir ama bunları gerçekten kullanmak size bağlıdır.


Peki, ertelemeye son vermek için ne gibi yöntemlere ihtiyacınız var?

1. Kendinize ait bir vizyon/hayal

Kendi vizyonunuz en temel araçlardan biridir; becerilerinizi ve önceliklerinizi anlamada yardımcı olur ve bir vizyona sahip olduğunuzda nasıl bir hayat yaşamak istediğiniz konusunda fikirsiz ve çaresiz hissetmezsiniz. Bu vizyon aynı zamanda enerjinizi doğru şeylere yöneltmenizi ve öncelikler belirleyerek sürekli bir şeyden bir şeye geçmenin önüne geçmenizi sağlar. Sizi neyin motive ettiğini anladığınızda, kendi disiplininizi koruyabilir ve her günü mümkün olduğunca verimli geçirebilirsiniz.


2. Bugün yapılacaklar listesi

Eğer ortada uzun bir yapılacaklar listesi varsa bu liste genelde daha da uzamaya meyillidir ve bu da ertelemeye yol açar. Uzun bir yapılacaklar listesine bakmak bizi bazen öyle sıkıştırır ki listedeki her şeyden tamamen vazgeçmeye eğilim gösteririz. “Bugün Yapılacaklar” metodu her gün yapılması gereken en önemli ve en acil şeyleri halletmenizi sağlarken, programınızdaki şeyleri önceliklendirmenize ve listeye eklenecek yeni işleri limitlendirmenize yardımcı olur. Bu sayede, bir gün içinde daha az stres ve yorgunlukla daha fazla şeyi halledebilirsiniz.


3. Alışkanlıklar listesi

Yeni alışkanlıklar kazanmak kendimizi geliştirmenin temel öğelerinden biridir. Eğer bir şey yapmayı alışkanlık haline getirirsek, bu işi yaparken her seferinde daha az zihinsel enerji harcamamız gerekir. Dolayısıyla yeni alışkanlıklar edinmek çok önemlidir. Yeni bir şeyler öğrenirken neyin işe yarayıp yaramadığına dair bazı doğru bilinen yanlışlar vardır. Alışkanlıklar listesi doğru planlama, alışkanlık edinme ve korumaya dair bilimsel araştırmalara dayanır ve motivasyonumuzu daha da arttırır.


4. Kendimle bir toplantı

Bu yöntem, sadece kendinize ayırdığınız bir zamanda “kendi kendinize” yapacağınız bir toplantı planlamaktır. Bu toplantılarda, uzun-vade planlarına ve kendinizi geliştirdiğiniz alanlara genel bir bakışa odaklanabilirsiniz. Bu metodun amacı kendinize son zamanlarda ne kadar ilerlediğinizi sormanızdır. Hayatınızda hangi yöne doğru ilerlemek istediğinizi gözden geçirmeyi ve neleri daha da geliştirmek istediğiniz hakkında kafa yormayı içerir.


Bu yazıda bahsedilenlerin size yardımcı olmadığını gözlemliyorsanız bu konuda yardım almanız anlamlı olabilir.

640 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page