Yazan: Uzm. Psk. Işın Şanlı
“Gaz lambası tekniği” olarak Türkçeleştirilmiş olsa da gaslighting terimine artık birçok kişi aşina, özellikle de ilişkilerdeki dinamikleri anlamaya ilgi duyanlarımız. Bu kavram esasen 1944 yapımı bir psikolojik gerilim filmi olan Gaslight’a dayanıyor. Film, kocası tarafından manipüle edilen ve kasıtlı olarak akıl sağlığını kaybettiğine yavaş yavaş ikna edilen bir kadının hikayesini anlatıyor. Filmde gaslighting uygulayan adam, eşyaların yerlerini değiştirerek, karısına devamlı bir şeyleri unuttuğunu söyleyerek onu kendi hafızasından şüphe etmeye zorluyor. Kadın için gerçekleri ayırt etmek gittikçe zorlaşıyor ve kendisinden şüphe duymaya başlıyor.
Bugün kullandığımız gaslighting kavramı, tam da bu hikâyede olduğu gibi karşısındakini akıl sağlığından, gerçeklikten şüphe ettirmek adına kullanılan bir manipülasyon yöntemini tarif ediyor. Kısaca ifade etmek gerekirse: birini kendi gerçekliğinden şüphe etmeye zorlamak diyebiliriz. Yani duygusal istismarın bir çeşidi.
Gaslighting yapan kişiler önceleri kurbanlarına çok sıcak ve ilgili davranarak, ona bol bol övgüde bulunarak, kendi hayatlarını açarak kurbanın kendisine güvenmesini ve bağlanmasını sağlarlar. Bu ilişki kurulduktan sonra ise manipülasyon yöntemlerine geçerler. Önce ufak tefek konularda bu davranışları sergilerler gittikçe dozu arttırırlar.
Bu davranışları şöyle açıklayabiliriz:
İnkâr: Daha önce söylediği veya yaptığı şeyleri yapmadığını iddia eder.
Yalan söyleme: Yalan söyler ve gerçekle yüzleştirdiğinizde şok olmuş gibi yapar.
Yalandan övgüler: Size abartılı ve yalandan övgüler dizer, böylece gerçekten istismara maruz kalıp kalmadığınız konusunda şüpheye düşersiniz.
Yansıtma: Aslında kendisinde var olan eksiklik veya hataların size ait olduğunu iddia eder.
Manipülasyon: Çok usta manipülatörlerdir. Örneğin kurbanlarının yakınlarını karşısına alır ve böylece kurbanını izole eder. Kurbanın yardımcı ve destek olabilecek kişilerden mahrum kalmasını sağlar. Gittikçe kurbanının hayatında daha çok kontrol sahibi olur.
Bu manipülasyon taktiği sadece romantik ilişkiler için değil, arkadaş ilişkileri, işyerindeki ilişkiler için de geçerlidir. Örneğin size daha önce vermediğine emin olduğunuz bir görevi verdiğini iddia edebilir. Veya eşyaların yerini değiştirip aslında hep orada durduğuna ikna etmeye çalışabilir.
Gaslighting’e uğramak psikolojik olarak çok yıpratıcıdır. Güven hissini zedeler, başkalarına güvenmeyi zorlaştırır, herkese karşı şüpheci yaklaşmaya yol açar. Aynı zamanda kişinin kendisine olan güvenini sarsar. Beni ben yapan şeyleri hatırlamak zamanla zorlaşır.
Gaslighting ne değildir?
Bir duygusal istismar çeşidi olarak gaslightingin bilinmesi, tanınması önemli. Çünkü duygusal istismarın, en az fiziksel istismar kadar acı verici olduğu ve yıpratıcı sonuçlar doğurduğu biliniyor. Ancak bir de işin öbür tarafı var. Yani karşılaştığınız durumun gerçekten gaslighting olup olmadığının ayırdını yapmak. Duygusal istismarı ayırt etmek ve adını koymak çoğu zaman fiziksel istismarda olduğu kadar kolay değil. Bu yüzden zaman zaman gaslighting kapsamına girmeyen yaşantılar bu şekilde adlandırılabiliyor. Yani bir “yanlış alarm” durumu da söz konusu olabiliyor.
“Ben öyle demedim ki, beni yanlış anladın”
“Ben o olayı başka türlü hatırlıyorum”
“Bu sıralar ne kadar unutkansın”
Bu cümleler size tanıdık geliyor mu? Aşağı yukarı herkes ilişkisinde böyle cümleleri sarf etmiştir. Ancak burada gaslighting sözkonusu olmayabilir.
Öncelikle altını çizmek gerekir ki, gaslighting amaçlı yapılan bir şeydir. Yani bunu uygulayan kişi, kurbanını ilişkide tutmanın, bir tartışmadan haklı çıkmanın, itibarını korumanın veya özgüvenini korumanın bir yolu olarak karşısındakinin gerçeklerle olan bağını zayıflatmaya ve onu yaşadıklarını yanlış hatırladığına ikna etmeye çalışır. Kişinin amacı bizzat karşısındakine gaslighting yapmak olmayabilir, Uygulayan kişi bu amacının farkında olabilir veya olmayabilir. Genellikle de amaç bir şey elde etmek (örneğin: para, statü, aidiyet vb.) veya bir şeyi elinde tutmaktır (örneğin: ilişkiyi, işini, itibarını vb.). Gaslighting davranışları da bu amaca hizmet eder.
Diğer önemli bir ayrım, davranışın bir kereye özgü mü yoksa bir örüntü şeklinde mi ortaya çıktığı ile ilgilidir. Bahsettiğimiz davranışlar bir örüntü oluşturuyorsa, yani tekrar eden bir şekilde ortaya çıkıyorsa buna gaslighting diyebiliriz. Ancak kötü geçen bir günün ardından partnerinizin size “her şeyi de unutyorsun” demesi bu kapsama girmez. Duyarsızca, kabaca veya ilgisizce yapılmış her davranış da gaslighting değildir.
Genellikle hafızanın bir kayıt cihazı gibi çalıştığı düşünülür. Halbuki hafıza bizim kişisel yorumlarımızı ve anımsamalarımızı içerir. İnsanlar farklı şeylere dikkatlerini verir ve farklı şekilde kayıtlar tutarlar. Bu yüzden de hatırlanan detaylar arasındaki farklılıklar zaman zaman hafızanın bu özelliği ile açıklanabilir. Ancak eğer karşınızdaki kişi sizin duygularınızı veya açıkça hatırladığınız objektif bir gerçeği inkar ediyorsa (örneğin size vurduğu halde vurmadım diyorsa) bu bir gaslighting olabilir.
Sonuç olarak, gaslighting maruz kalan kişide ciddi etkiler yaratan bir duygusal istismar çeşidi. Bununla birlikte, ilişkilerde yaşanan her anlaşmazlığı, fikir ayrılığından doğan problemleri gaslighting olarak adlandırmak gerçekte ne yaşadığınızı doğru anlamanızın ve doğru önlemler almanızın önünde engel oluşturacaktır. Yine de ilişkinizde yaşadığınız zorluğun ismini koymakta zorlanıyorsanız bu konuda bir uzmandan destek alabilirsiniz.
Comments