top of page
Search
Begum Makinacı

Her Davranışa Bir Duygu ve İhtiyaç Eşlik Eder

Uzm. Psk. Dan. Havva Kullakçı


Aileler, çocuklarının doğumundan ileriki yaşlarına kadar onlara nasıl davranacaklarını bilemedikleri, kendilerini bir çıkmazın içinde buldukları zorlu dönemlerden geçebiliyor. Örneğin, ek gıdaya geçiş, uyku düzeni, emzik ve emzirmeyi bırakma, tuvalet eğitimi, kreş ya da okula başlama, annenin doğumdan sonra işe dönmesi, şehir veya ev değişikliği, ergenlik gibi dönemlerde çocukların duygu durumları ve davranışlarında önemli değişiklikler oluyor.


Bir taraftan çocuklarına yardımcı olmak ve bu geçiş dönemlerini huzurlu bir şekilde atlatabilmek bir taraftan da bu dönemlerde kendi duygularıyla etkili bir şekilde başa çıkabilmek, ebeveynler için oldukça yorucu olabiliyor. Nasıl davransam, ne desem, tepkilerim sert mi yoksa yumuşak mı olmalı gibi yüzlerce soru akla geliyor.


Bu soruların ya da zorlukların elbette tek ve her aileye uyarlanabilecek mucizevi bir cevabı ya da çozüm yöntemi yok. Fakat konu ne olursa olsun ebeveyn-çocuk ilişkisine ışık tutup zor zamanları daha huzurlu ve kolay bir şekilde atlatmamızı sağlamanın yanında çocuğumuzun bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimine katkıda bulunabilmenin bir yolu var. O da duyguları anlamak. Başka bir deyişle çocuklarımıza, onların bu zor zamanlarda hissettiği duyguları anladığımızı gösterip bu duygularla nasıl başa çıkılabilineceğine dair onlara yardımcı olmak değişime giden yolda atılması gereken ilk ve öncelikli adım olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü çocuklar ve hatta yetişkinler de ancak anlaşıldıklarını düşündüklerinde kendi iç dünyalarını açabilir, anne ve babasının ona onerdiği çözüm önerilerini ya da kendisinden beklenen davranış şeklini sakince dinleyebilir.


Aileler psikologlara çocuklarıyla yaşadıkları sıkıntılı durumları anlatırken genelde onların sergilediği davranışları anlatır, öncelik olarak bu davranışların ya da tutumların değişmesini istediklerini belirtirler. Ancak o davranışa eşlik eden duyguları tanımlamayı ve bu duyguların çocukta yaratabileceği etkiyi gözden kaçırabiliyorlar. Karşılanmayan ihtiyaç ve işlenmemiş duygular sıkıntılı davranışları devam ettirebiliyor.


Dolayısıyla çocuklarda istemediğimiz davranışları değiştirmenin yolu öncelikle çocugun hangi duygu ve ihtiyaçla o davranışı sergiledigini anlayıp, sonrasında o ihtiyacın başka hangi şekillerde karşılanabileceğine ve o davranışa eşlik eden duygunun başka hangi yollarla ifade edilebileceğine dair çocuklarımıza yol göstermek ve rehberlik etmekten geçiyor.


Bununla birlikte ebeveynlerin sıklıkla çocuklarının davranışları karşısında hissettikleri duyguları gözlemlemeleri, fark etmeleri ve hatta bu duyguları hissetme sebeplerini araştırmaları uzun vadede çocuklarıyla daha iyi ilişkiler kurmalarına ve bu güvenli ve sağlıklı ilişkiler vasıtasıyla çocuklarda daha işlevsel davranış ve tutum örnekleri oluşturulmasına katkı sağlayacaktır.


2 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page